Yakın çevrem ne iş yaptığımı bilir bilmeyenler için bilgisayarcıyım ben. Bu yazdıklarım genele hitap edeceği için özelle başlamakta fayda bulduğumdan bazı şeylere değinip asıl konulara gireceğim. Mümkünse tamamını okuyunuz kaybınız olmaz, kazancınız çok olur. Öncelikle içinde bulunduğumuz Ramazan ayı ile beraber kendi içimden gelen bir sesle yine bir Müslüman olarak eksik olarak yaptığım ya da hiç yapmadığım şeyleri tamamlama kararı aldım. Olayı dini sohbete çevirmeyeceğim yanlış anlayıp hemen yazıdan uzaklaşmayın! Facebook hesabımdaki ekli kişilerin büyük çoğunluğu bilir ben doğal gıda tüketmeye ve bu gıdalara ulaşmaya çalışan biriyim. Hatta doğaya ve köy hayatına dönüp yerel ve doğal tohumlarımızla yine kendi hayatımı kurmak ve başkalarının da faydalanmasını sağlamak benim ve herkesin görevi. Bu amaçla elde ettiğim bilgileri çeşitli sayfa ve gruplarda paylaşırım. Türkiye ye giren GDO’lu ürünler ile ilgili söyleyecek birkaç lafım var. Biz Müslüman bir ülkeyiz öyle değil mi? Peki önce bu işin en tepesindeki karar alma ve uygulama organlarına sorarım siz kim oluyorsunuz da Allah’ın yarattığı tohumlarda olduğunu düşündüğünüz eksikleri düzelten kişilerin, firmaların tohumlarını bizim ülkemize sokuyorsunuz? Hem de birçok ülke GDO’ya hayır derken biz nasıl hastalıklı tohum ve bu yemlerle büyütülen hayvanlarla beslenmek zorunda bırakılıyoruz. Sonra bireysel olarak herkese söylüyorum buna izin vermeyin! Çevrenizdekileri YILMADAN bilinçlendirin! Sivil toplum grupları ve kuruluşlarına üye olup takip edin, beraber çok daha güçlü oluruz. Gelelim mevzunun devamına bu hayata kendinizi iyice de bağlamayın hani ölümsüz olduğunu sanan yada ölümlü olduğunu unutanlar var ya aramızda, onlara bu lafım. Dünya hayatı geçici kendin iç az ama gelecek nesil için çok iş yapın. Ne yesem kilo alıyorum hazımsızlık çekiyorum diyenler için şunu diyorum. Ne yediğinizi bilmiyorsunuz çünkü! Biraz araştırmacı olun , aynı şeyleri çocuğunuza da veriyorsunuz aman ha! Kanserin ne kadar arttığının farkında değilsiniz herhâlde… İlk konuya geri dönelim tohumların genetik yapısı o kadar karmaşıktır ki onun bir kodunu değiştirmek ve bunun neye sebep olduğunu bilmek çok zordur. Ama bu konuda o kadar çok para ve teknoloji harcanıyor ki şaşarsınız. Bir ürün üretilecek raf ömrü uzun olsun, böcekler yemesin, güzel görünsün, büyük olsun… Peki siz sanıyor musunuz aynı araştırmalar biz bu kodlarla oynadık acaba bunun kısa ve uzun ömürlü sonuçları neler ve bu o firmaların umurunda mı? Bakın çözümün en büyük parçası sizde bizde çünkü devletin birçok organlarında bu gibi büyük firmaların adamları var. Tümörü en baştan koparıp atabilsek ne mutlu ama bu hayal gibi bir şey. Bireysel başlayın! Ekemiyorsanız, biçemiyorsanız araştırın ve doğal ürünlere, bunu yapan küçük işletmelere ve gruplara hem manevi hem maddi desteklerde bulunun. Ürünlerini alarak maddi, ürünlerini aldığınız kişileri göstererek manevi desteğinizi esirgemeyin. Çünkü onlar günümüz büyük firmaları ile yarışamıyorlar. Neden mi? Ürünler doğal olunca kolay bozulur hemen satamazlarsa ziyan olur. Doğal ve ilaçsız ürün üretmenin zorluğunu bunu yapana sorun yada küçük bir bahçe veya balkonunuzda bunu tecrübe edin. Çok uzattım işin sonuna yaklaşırken Müslümanlığınızı unutmayın Allahtan isteyin, siz kendi üzerinize düşeni yaparsanız o da size güzel insanlar, verimli hasatlar nasip eder. Bu yazımın altına öncelikle UTTM’nin yani (ULUSAL TOHUM TAKAS MEKEZİ)’nin facebook sayfasını takip etmelerini ve bu sayfanın etkinliklerine destek olmaya davet ediyorum. Üyesi olduğum daha birçok grup ve sayfa var hepsini tek tek yazmayacağım. Paylaşım yaptıkça görebilirsiniz. Kendinize iyi bakın, doğal ve sağlıklı gıdalar tüketin, Müslümanlığınızı unutmayın, küçük işletmelere özellikle doğal ürün yetiştirenlere destek olmayı unutmayın. Naçizane kendi önerilerimdir, eksik ya da hatalı kelimeler varsa af ola, kalın sağlıcakla…
[…] Doğal gıdalar tüketmek ve sağlıklı olmak için, araştıran olun […]